İnsann. İnsan denince neler gelmiyor değilmi aklımıza? Önce Yaradılış, sonra bakım anne baba şefkati daha sonra gelişme çağı öğrenme ve algılama belkide herkezin (Ana hariç) “-Tamam artık sorma şu soruları. Bak demin sana cevabını söylemiştim..” gibi cevapların bıkkınlık verme hissiyatının unutmadığı, büyümek ve sorumluluklar alınması gereken çağa gelebilmek nefsini tattığı bu insanlık…Çok karmaşık düzenler içinde her türlü zevki tatma gibi görüşü olan insanlık.. Güzel olanla beraber yaşamak hissi, Güzelin peşinden koşmak, hoşa giden herşeyin “-birazda bende kalsın ” düşüncelerinin bitmek bilmeyen arzularının esiri olan insanlık.. Neden biz herşeye olduğu zamanda değer veremiyoruz düşüncesine kapılamayan insanlık.. Evet evet bulunduğumuz zamanın değerini bilemiyoruz.
Son denen herşeyden; belki bazılarımız kötü hadiselerinden belki bir nebze biteceğine inandığından sevdiği. Bazılarımızın değil, istisna hariç hepimizindede bu gelmesiniistemediğimiz SON vukuğ’larının yakşalacağına bir türlü inanamamamız.Güçlü heyecan anlarımızda “-Gözlerime inanamıyorum.” diyoruz. Biliyoruz ki gözümüzün beyne gönderdiklerinin ( Göz sağlığı Bozuk olanlar için geçerli değil) hangi birinde bugune kadar doğru olmayan bir durumla karşılaşıldı? İnanmamak peki ne durumdan kaynaklanıyor? Aaa Ben herzaman felenceyi çok iyi bilirdim. yahut Bu araba pırıl pırıl çok güzel de rengi var ..
Başka zamanda felencenin yaptığı kötü bir hareket senin çok iyi bildiğin adamı/bayanın ne kadar doğru olduğunu beyninde değiştiremiyormusun? Yada araba (Allah Göstermesin) kaza anında dağılan kaput, senin onu gördüğün anda gözlerine inanmama gibi bir hisse sahip olman o kaputu geri getirecek mi? Biz herzaman o arabayı ilk aldığımız gibi görebilirmiyiz felence kişi herzaman bildiğimiz gibi “-Çok iyi birisi.” mi olacak?SON gelmeden kıymet anlaşılmıyor ya.. Neden sonu bekleme gibi bir gayret gösteriyoruz.
Dünyalık herşeyin bir sonla karşılacağını bile bile neden herzaman ki gibi Allah (c.c.)’a Hamd u senalarımızı sunamıyoruz.Şu anda annem, babam, halam, teyzem, eşim, çoluğum-çocuğum, yakın arkadaşlarım ( Vs…) hepsi olabilir ama neden bu çevremin her kul gibi her Dünyaya gelen canlı cansız gibi bir sonla karşılaşacağını düşünemiyoruz? Önümüzde hergün bir görevlinin bizlere “-Çevreni birrr birrr kaybedeceksin. ( Yada Hepsinden evvel sen göçeceksin) Gördüklerin olan biten herşey sonunda yok olacak ve Seni Ahirette başlayacak olan hayatın bekliyor, dedelerin ninelerin ataların gibi sende oraya yerleşeceksin” demesini mi bekliyoruz?
Son gelmeden sona kadar olan münaseebetlerimizin kıymetlerini bu şekilde mi anlayacağız?ama inanın birisinin günde 10 kere bunları tekrarlaması bile bizleri o kişiden gayet güzel soğutur. Anne babalarımızın eşimizin dostumuzun iki kere üst üste dediklerinden bile hoşnut olmayan bizler bu tekrarlamalarıda sevmeyiz inanın. Peki bizim sona ulaşmadan aklımızın başına devşirmemiz gerektiğini neden kendimiz kendimize uyarmıyoruz?.sonuçlarına katlanamayacağımız hareket ve cürümler işlenirken onlarında sonu gelecek ve yapılanların tekk tek defter-i amelde olacağını bilmiyormuyuz?
Bunca yazdıklarımızdan sonra bu yazımızında diğer fani olan herşey gibi sonu geldi. Elimden kalemimden nacizane fikirlerimden sizlere düşüncelerimi anlatabildiysem ne mutlu bana.. Allah (c.c.) Cümlemizden ve Cümle Ümmeti Muhammedden Razı olsun.